Kampta Bir Gün

Ece Demran – Kamp 101 – Comd 357 Multimedia Journalism Foto Proje

Kampta gittiğimizde sıradan bir günümüz nasıl geçiyor? Neler yapıyor, nelere dikkat ediyoruz? Hepsini sizin için seçtiğim fotoğraflarla anlattım!

Merhaba doğaseverler! 

Tekrar evlerimize  kapandığımız bu günlerde size kampta  geçen bir günümüzü anlatmak ve seçtiğim fotoğraflarla biraz olsun içinizi ısıtmak için geldim! 

Kampa gitmek bizim için her anı verimli geçirmeye çalıştığımız şehirden uzaklaşıp, sakinliğin içinde manzaranın tadına varmak demek. Kampta günlerimiz genelde belli bir rutin içinde geçiyor. Gittiğimiz yerin konumuna, özelliklerine göre değişen spesifik aktiviteler olsa da, genelde rutinimiz değişmiyor, yapılan aktiviteler aynı diyebilirim. Kampta sıradan bir günümüzü anlatabilmek için neredeyse her aktivitemizin fotoğrafını sizin için buldum ve derledim. Bu fotoğraflar Kazdağları’nın eteklerinde tesadüfen bulduğumuz bir yere ait. Bu sebeple maalesef konum paylaşamıyorum ama iletişime geçerseniz size tarif edebilirim 🙂 

Umarım sizin için seçtiğim fotoğrafları beğenirsiniz. 

Doğayla kalın, 
​Sevgiler 🙂
 
Picture
 
Sabah insanı olun ya da olmayın, çadırda kalırken güne genelde güneş ile birlikte başlanıyor. Bu harika manzaraya gözlerimizi açıyoruz. Sabaha sinek ısırıklarıyla uyanmamak adına, gece çadırımızın tüm fermuarlarını kapattığımız için güne mutlu bir başlangıç yapıyoruz. Çadırdan çıkarak temiz havayı içimize çekiyoruz.
 
Picture
 
Biraz ayıldıktan sonra, kendimize güzel bir kahvaltı hazırlıyoruz. Öğlen yemeğini atıştırma şeklinde idare ettiğimiz için, kahvaltımızı sağlam yapmaya özen gösteriyoruz. Tercihimiz genelde yumurtadan yana oluyor. Yerde duran ekmekten de anlayabileceğiniz gibi, kampta kendi sınırlarımızı da esnetmiş oluyoruz. İnsanın bulunmadığı bir yerde olduğumuz için, bu tarz hijyen takıntılarımızı şehirde bırakmak için harika bir zaman olduğunu düşünüyoruz. Kampta kullanmak için aldığımız mutfak ekipmanları küçük ve pratik oldukları için işimizi kolaylaştırıyor. En kısa zamanda kamp ekipmanları yazısını paylaşacağımı burada da hatırlatmak istiyorum 🙂
 
Picture
 
Yüzme zamanı! Kaz Dağları’nın buz gibi deresinde üşüsek de, tertemiz bi suda yüzmenin keyfini yaşıyoruz. Güne zinde başlamak için de kesinlikle iyi bir tercih oluyor. Su kenarı kampı yapmanın en güzel yanı işte bu: Yüzmek! Kamp yaptığımız yere göre ihtiyaçlarımızı da yanımızda götürüyoruz. Örneğin buradaki dere için yanınızda deniz ayakkabısı götürmek iyi bir tercih olabiliyor.
 
Picture
 
Sıra geldi kahvemizi içip enerjimizi toplamaya. Suyumuzu ısıtmak amacıyla kullanacağımız çaydanlığı asmak için ağaç dallarını kullanıyoruz. Doğada yaratıcılığımızı kullanmaya çalışıyoruz. Çaydanlığımızı koyacağımız bir ızgara telimiz yok, çaydanlığı direkt ateşin üstüne de koymayacağımız için böyle bir çözüm bulduk 🙂 Siz de kampta yaratıcılığınızı kullanabilirsiniz.
 
Picture
 
Kampa genelde iki kişi gidiyoruz. Çoğu aktiviteyi beraber yapsak da, gün içinde kendimize özel bir zaman yaratmaya özen gösteriyoruz. Sessizliğin içinde, kendimize doğayla baş başa zaman ayırıyoruz. Şehirden ve telefonumuzdan uzakta olunca sakin zamanlar yaratmak daha kolay oluyor. Sessizliğin içinde kahvemi içip kitabımı okumak, şehirde yaptığım meditasyondan daha huzurlu hissettiriyor.
 
Picture
 
Tüm gününüzü doğada geçirince, keyif yapılan aktiviteler elbette bitmiyor! Kısık seste açtığımız müziğimiz ve sevdiğimiz içeceğimizi alarak sohbet ediyor ve manzaranın keyfini çıkarıyoruz. Bulunduğumuz yerlerde genelde telefon çekmediği için, önceden müzik listemizi hazırlamaya ve telefonumuza indirmeye dikkat ediyoruz.
 
Picture
 
Biraz da iş yapalım 🙂 Hava kararmadan gece yakacağımız ateş için hazırlık yapmamız gerekiyor. Kuru dal parçalarını toplayıp küçülterek odunlarımızı hazırlıyoruz. Yanımızda balta, testere gibi malzemelerimiz olduğu için bu işlem bizim için zor olmuyor. Dikkat ettiğimiz nokta, kopmuş, devrilmiş ve kuru olan ağaçlardan yararlanmak.
 
Picture
 
Kampların olmazsa olmazı, doğa yürüyüşü yapıyoruz. Yürüyerek kamp alanımızın çevresini keşfediyoruz. Bu fotoğrafta gördüğünüz gibi bir dal parçasını baton (yürüyüşlerde kullanılan baston benzeri bir ürün) olarak kullanmak yürürken kolaylık sağlayacak. Ayrıca, yaz aylarında ormanda bulunurken dikkat etmemiz gereken yılanlar konusunda da bize yardımcı oluyor. Kuru dalların arasında yürürken ara sıra yere vurarak ses çıkardığımız sopamız, ses titreşimi yayarak yılan ile karşılaşma olasılığımızı azaltıyor…
 
Picture
 
Akşam yemeğimizi bazen yanımızda götürdüğümüz konserveler ile bazen de ateşte pişirdiğimiz et/tavuk ile ekmek arası şeklinde yapıyoruz. Sonrasında kamp ateşinin başında sevdiklerimizle oturup sohbet ediyoruz. Gecenin sessizliği ve ateşin sıcaklığı hepimizi mayıştırıyor. Kamp ateşi konusunun ne kadar kritik bir önem taşıdığını biliyor ve izinli yerlerde, kontrollü şekilde ateşimizi yakıyoruz, tüm doğaseverlere de bunu öneriyoruz.
 
Picture
 
Genelde 23.00 civarı çadıra girmiş oluyoruz. Sabah erken kalkacağımız için çok geç yatmamaya çalışıyoruz. Çadıra girmeden önce, yanımızda yiyeceklerimizi çadırımıza çok yakın olmayan bir ağacın dalına asıyoruz. Böylece hayvanların kokuya gelmesi engellenmiş oluyor ve daha güvende hissediyoruz. Bu fotoğrafta gördüğünüz gibi bazen yürüyüşlerde denk geldiğimiz patili dostlarımız bize eşlik ediyor. Çadırımızın önünde uyuyarak bizi güvende hissettiren köpeğimizle uyumaya hazırız!